Sunday, December 25, 2011

Otostopçunun ekşi sözlük troll rehberi

bir ülkenin nasıl değiştiğini anlamanın en kolay yolu yollarına bakmaktır derler. yıllar içinde ekonominin nasıl geliştiğini (ya da gelişmediğini), devlet otoritesinin nerede sağlam nerede zayıf olduğunu, hangi bölgenin hızla geliştiğini hangisinin geride kaldığını hep yollara bakarak anlayabilirsiniz. acaba mesela sözlük için de böyle bir tek kıstasa bakarak ufak genellemeler yapmaya yarayacak bir şey var mı. mesela canımız trollerimiz? ekşi sözlükte'ki değişimleri de trollük müessesindeki değişimlere bakarak anlayabilir miyiz acaba?


bu amaçla sizlere otostopçunun troll rehberini hazırlamaya karar verdim. hatırladığım kadarıyla ufak bir troller tarihçesi. 


once there was author : trollerin kralıydı author. çünkü tam anlamıyla alternatif bir persona yaratmıştı kendisine. kadın düşmanıydı, kabaydı, acımasızdı, cem şancı'nın alteregosu olarak mükemmeldi. onun kadınlara ve dünyaya bakışını sevmek mümkün değildi belki ama bu gün ekşi sözlükte bir kız tiplemesi olarak kezban terimi varsa onun sayesindeydi. iyi troll olmanın sırrının trollük sınırında gezinmekten, asla dark sidea bir daha çıkmamacasına düşmemekten geçtiğini biliyordu. author'a asla yüzde yüz bir güvenle troll diyemezdiniz. 


sözlerini de yazayım da tam olsun: herhalde sözlüğe tematik kavramını getirmekte vito genovese'den daha fazla katkı vereni bulmak zordur. sözlerini de yazar ve tam olurdu. onbinlerce entri girdi sözlüğe, büyük kısmı tematik şemsiyesi altında toparlayabileceğimiz şeylerdi ama en azından genellikle hali hazırda açılmış şarkı başlıklarına girerdi. mesela bir şarkıcının diskografisini açıp ünlü ünsüz bütün şarkıları sırayla girmeye başlamazdı.


bu iki yüksek profilli örneği şunu anlatabilmek için verdim. trollüğün bile bir adabı vardı. karikatürize edilmiş online karakterler yansıtmak için olsun, şarkı sözü girmek için olsun, milleti gıcık etmek için olsun sözlükte fink atan bu cevaller için online karakterlerinin bir anlamı vardı.


sonra vito gitti, author gitti, ama yerlerine owencan geldi. her şey vasattı owencan için. ama owencanbile trollüğün dibe vurması değildi. belki kendince bir sözlük tipi parodisi yapıyordu her popüler başlıkta ortamıvasatlaştırmakla. bunu o kadar sık ve o kadar standart bir şekilde yapmaya başladı ki artık parodi değil gerçek oldu.


millet owencana kızıyor, giydiriyor. allah günahlarımı affetsin ben bile owencan başlığına entri girdim. ama onun da bir özelliği vardı ki, eğer trollük müessesinin de bir raconu varsa, onu özümsemişti. genellikle, sırf trollük olsun diye başlık açmaz, o anda populer olmuş başlıkları provoke etmeye giderdi. hala yazdığı entrilerin oylanıyor olması da başarısına işaret. ya birileri gerçekten boş bulunup gaza geliyor ve eksiye basıyor, ya da onu hiç tanımayanlar var hala. hoş, owencano derece fütursuzca trollük yaptı, o kadar başlığa musallat oldu, o kadar şeyi vasatlıkla etiketledi ki bunca yıllık trollük hayatım boyunca hiç yapmadığım, hiç yapmayacağım şey atatürk'e laf söylemektir diye yazınca bir anda çok sevilenler arasına giriverdi sözlükte. önceden kendisini zerre kadar bir tarafına takmayanlar helal olsun çektiler, adammış meğerse dediler. 


bütün bu başarılı örneklerin, author'un , owencan'ın troll ama kaliteli troll olmasının sebebi ne? kaliteli trollük öncelikle provokasyondur. neredeyse refleksif tepkiler çekecek provokasyonu bulup çıkartmaktır. author bunu seksizmiyle, kezban (kadın değil) düşmanlığıyla yaptı. author'un yarattığı türk erkeği parodisi kadar sözlükte tepki ve öfke çeken tip azdır. owencan belki author kadar yaratıcı, onun kadar derinlikli değildi trollükte. author gibi yoğunlaştığı (son zamanlardaki galatasaray obsesyonu hariç) bir karakter teması yok. her şey vasat, herşeye laflar hazırladı. o yüzden de author kadar iz bırakan bir troll olamayacak. gandalf tarafından taşa çevrilip ininin önünde sonsuza dek kalmayacak. ama en azından trollük müessesini bir nebze olsun adabıyla yaptı, yapıyor. dedik ki trollük provokasyondur önce. ama bu provokasyonu yok yere yaratmaya çalışmak değildir. mevcut bir ilgiyi manipüle etmektir, kanalize etmek, tepkilere yön vermektir. author da, bir nebze olsa da owencan da bunu becerdiler. iyi bir trolü ölçmek için çok basit bir araç isteseler şunu öneririm


(kendi açtığı başlıklarda yazdığı entri sayısı) / (toplam entri sayısı)


bu sayı ne kadar büyük olursa trollümüz o derece çiğ, o derece yontulmamış bir trolldür kanımca. çünkü provokasyonu sadece ağır bir lafla tartışmayı kendisi başlatarak yaratmaya çalışıyor demektir. kötü örnekleri mahlas verip rencide etmeyeceğim ama son zamanlarda zibilyon tane açılan kızını/babasını/atatürk/bacısını---- x y z yapan/izin veren/izleyen -------------baba/salak/ezik formatındaki başlıkların hemen tamamında pişmemiş, çiğ, hiç yontulmamış sadece yazdığı hakaretin ağırlığıyla tepki çekmeye çalışan lavuklar göreceksiniz. bu yazarlar, çoğunlukla muhafazkar görünmeyee çalışan, dini hassasiyetler üstüne yazıp çizen çocuklar. çocuklar diyorum çünkü eğer yetişkin olduklarını var sayıp ondan sonra yazı düzeyleri hakkında konuşursam geri zekalılıkla suçlamış olurum onları. o yüzden, çocuklarıdır inşallah. değillerse vay hallerine.


bu çocuklar trollüğü bile adabıyla yapamıyorlar. var olan tartışmaları yeteri kadar provoke edemedikleri için sadece ağır hakaretler içeren başlıklara yöneliyorlar. bu başlıklarla ilgi çekiyorlar. oysa dedik ya, iyi troll var olan ilgiyi kanalize eder, tepkiye çevirir. mal mal birilerini kızdıracağı aşikar hakaretlerle bezeli başlıklar açmaz. 


özlü söz: trollünü iyi tanı